YUNAN ve ROMA MİTOLOJİSİ
MİT (MYTH)
NEDİR?
Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü
yaratıkları vurgulayan hayal ürünü öykülerdir. Mitin simgesel ve kutsal bir
ağırlığı bulunmaktadır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek
zenginleşmişlerdir. Başlarda bu olağanüstü anlatılar kulaktan kulağa gizlice
yayılıyorken zamanla bunlardan bazısı, özellikle de yazarlıkla uğraşanlar
tarafından kayda alınmışlardır.
Günümüzde, elimizde kalmış hemen her
öykünün, yere ve zamana, anlatıcının bağlı olduğu soya göre değişen farklı
anlatımları bulunmaktadır. Bu çeşit bir çeşitlilik mitleri canlı ve çoğulcu
yapmaktadır.
Mitler, evrenin ve insanın
yaratılışı, doğa güçlerinin tanrıları türetmesi gibi insanın anlam arayışına
kutsal denebilecek yanıtlar da vermektedirler. Tüm uygarlıklar şehirlerinin
kökenlerine, ulusal kahramanlarına ilişkin başka mitler de üretmişlerdir.
İlk çağlarda, kültürlerin temelini
mitler oluşturmuş ve o uygarlığın içinde yaşayan insanlar da bunları mutlaka
öğrenmiştir. Bunların evrenin bilinmezliği ve cesameti karşısında iç huzuru
sağlaması nedeniyle herkes mitlere inanmıştır.
Mitler, paganizmin (çok tanrıcılık)
ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Mitlere Türkçe’de tam anlamını vermese
de efsane de denildiği olmaktadır.
YUNAN MİTOLOJİSİ
YUNAN DİNİ
Yunan dininde ne Hıristiyan kiliseleri gibi
hiyerarşik ve bütüncül bir teşkilat, ne sıkı sıkıya tanımlanmış ve insan
hayatının tüm yönlerine nüfuz edebilen zorlayıcı bir inanç, ne de Kutsal Kitap
ve ya bu kitaptan çıkan bir yasalar bütünü vardır. Din görevlileri aslında ,
ayinleri düzenlemek ve törenlerin Yunan geleneklerine uygun yapılmasını
sağlamaktan öteye geçmeyen yüksek memurlardır.
Yunanlılar tanrılarının sayısını , oluşan düşünce
değişikliklerine bağlı olarak pek çok kez artırmışlardır. Yunanlıların tanrı
sayısındaki bu artış başka uygarlıklarla ve onların tanrılarıyla
karşılaştıklarında çarpıcı bir hale gelmektedir. Yunan panteonu bu durumda
sürekli genişlemiştir. Tarihsel olarak panteon Akha kabilelerinden gelmektedir.
Bunlara Akhalar Yunanistan’ı işgal ettiklerinde bölgede yer alan yerel tanrılar
katılmıştır. Ardından, tüm Mezopotamya, Mısır ve Anadolu tanrı ve
tanrıçalarının farklı adlar altında da olsa temsil edildiklerini görürüz. Bu
durum, Yunan kolonileşmesi döneminde gerçekleşmiştir. Tüm Yunan tanrı ve
tanrıçalarının dünyaya yayılması ve farklı coğrafyalarda üstünlük kurması ise
İskender’in fetihçiliği ile mümkün olabilmiştir.
Yunan dininde ayinler, bayramlar zamana ve yöreye
göre değişir, ama başlıca tanrılar, mitler, tapınak ve kurbanlar hepsinde
ortaktır.
Tanrılar her yerde hazırdırlar, her şeyi bilirler,
gerçek dünyada kendilerini simgelerle belli ederler ve pek çok işlevleri
vardır. Çok güçlüdürler, doğa olaylarından sorumludurlar, insanların
eylemlerine yön verirler ya da karışırlar. Tanrılar yalnızca kişilerin tek tek
yaşamlarına karışmaz, aynı zamanda sitenin (şehir-devlet) yaşamına karışır.
Onlarla ayin ve dua ile ilişki kurulur, cevapları da rüya ve kehanetlerle
alınır.
Tüm güç ve cesametlerine karşın doğrudan doğruya
Tanrı ve Tanrıçalar da belirsiz ve kaygılandırıcı Kader’e boyun eğerler. Tanrı
ve Tanrıçalar tıpkı insanlar gibidirler. Bu görünüşleri ve giyim-kuşam ve yaşam
tarzlarıyla olduğu kadar aşkları, sevgileri, öfkeleri ve düşmanlıkları gibi
kişilik özellikleriyle de böyledir. Yunan tanrı ve tanrıçaları ile ilgili
mitler öylesine boldur ki bu durum diğer ilk çağ mitolojilerinden farklı olarak
onlara büyük bir canlılık, enerji ve hareket katmıştır.
Yunanlılar özellikle kendi sitelerini ve
oturdukları yeri koruyan tanrıya bağlıdırlar. Aynı tanrı hesabına her biri şu
ya da bu biçimde bir betimleme ve ye işlevi kutsamaktadır.
Yunan felsefesinin gelişmesi ve ilkel de olsa
bilimin ilerlemesi ile aydın ve filozof kişiler giderek tanrıların varlığından
kuşkulanır olmuşlardır. Kimileri mitolojik anlatımları uydurma ve usdışı
sayarak alaya almıştır. Büyücülüğe önem atfedilmektedir; büyüden, bedduadan ve
hortlaktan korkulur.
YUNAN MİTOLOJİSİ
Metinlerinden ve figürlü anıtlarından, Yunan
dilinin konuşulduğu topraklarda, M.Ö. 9. ya da 8. yüz yılda, yani Homerik
şiirlerin bize anlattığı dönemle “paganizmin” sonu, yani İsa’dan 3 ya da 4 yüz
yıl sonrası arasında var olduğunu bildiğimiz olağanüstü anlatılara ve her türlü
efsane bütününe Yunan mitolojisi denmektedir.
Yunanistan’da mitler, epik-dinsel şiirlerden tutun,
lirik kahramanlık öykülerine, olağanüstü niteliklerin yitirildiği tarihsel
anlatılara kadar her türe aittir. Bazen tarihle renklenir ve şehirler ya da
aileler için asalet unvanı olurlar. Bazen salt destandırlar. Bazen, salt dinin
inanışlarını ve ayinlerini güçlendirmeye ya da açıklamaya yararlar.
Yunanistan’da mit, aynen düşlemin akılla, anlatan
sözün gösterenle karşıtlık oluşturması gibi logosla karşıtlık oluşturmaktadır. Logos ve mitos dilin
iki yarısı, zihinsel hayatın eşit derecede temel iki işlevidir. Logos usa uygun
anlamlı söz, mitos (mit) ise hayali öyküdür. Mit, böylelikle, insan
düşüncesindeki bütün akıldışı kısmı kendi etrafında toplar: doğası gereği bütün
yaratılarında sanatla akrabadır. Belki de Yunan mitinin en kavrayıcı özelliği
buradadır: onun, zihnin bütün faaliyetleriyle bütünleşmiş olduğunu tespit
ederiz. Edebiyatta olduğu gibi, plastik sanatlarda da, Hellenizm’den medet
ummayan tek bir alanı yoktur. Bir Yunanlı için mit sınır tanımaz. Her yere
nüfuz eder. Hava ya da güneş, onun hayatı için ne kadar gerekliyse, mit de
düşünceleri için o kadar gereklidir.
Yunan dilinin bu gün bilinen ilk destanları Homeros’un
İlyada
ve Odysseia’sı,
geniş anlamıyla birer “mit”tir. İnsan ile insanüstünün sürekli karışımı,
onların temel niteliğidir.
Yunan destanının özü, insanlar arasındaki
çekişmeleri yüceltmek ve mit aracılığıyla bunların evrenin boyutları oranında
genişletilmesidir.
MİTLER BİZE NASIL
ULAŞMIŞTIR?
İlk zamanlarda mitleri gezgin ve şarkıcı ozanlar (aedler)
dillendirmiştir. Bunların en önemli derleyicisi Homeros, kör bir ozan olarak
İlyada ve Odysseia’yı yaratmıştır. Ardından Hesiodos ve Pindaros gibi
sanatçı-lirik ozanlar gelmektedir. Mitler, tiyatro eserlerinde oynanmıştır.
Filozoflar yerseler de yanında da görünseler mitlere ulaşmamız için önemli bir
başka kaynak olmaktadır. Herodotos ve Thukydides gibi tarihçiler ile
İskenderiye ve Roma yazarları da bir başka kaynağı oluştururlar.
MİTLERİN İÇERİKLERİ
Mitler Büyük Teogonik Mitler (Yaratılışa ilişkin
olanlar), Olymposlular (Panteon) ve büyük Tanrıların Öyküsü, Büyük Kahramanlık
Öyküleri, Efsaneleşmiş Kişilerin Yaşam Öyküleri olarak ayrımlaşmaktadırlar.
Mitlerin içeriklerine ve Tanrıların öykülerine Kaynakçada belirtilen
kitaplardan ulaşabilirsiniz.
TANRI ve TANRIÇALAR
YUNANCA ADI
|
LATİNCE ADI
|
ATRİBÜLERİ
|
TEMSİL ETTİKLERİ
DOĞAL KUVVET ve FİKİRLER
|
ZEUS
|
JUPİTER
|
Kartal, asa, şimşek
|
Gök Tanrısı
|
HERA
|
JUNO
|
Tavus kuşu, zambak, nar
|
Evliliği simgeleyen tanrıça
|
ATHENA
|
MİNERVA
|
Zeytin dalı, kalkan, baykuş
|
Koruyucu tanrıça, savaş ve şehir tanrıçası
|
APOLLON
|
PHOLBUS
|
Ok ve gümüş yay, lyra
|
Işık Tanrısı; şiir, müzik, dansı ve aydın, durgun, ölçülü
gücü simgeler.
|
ARTEMİS
|
DİANA
|
Ok ve yay, geyik, hilal
|
Avcı tanrıça, ana tanrıça, toprak ve bereketi simgeler.
|
HERMES
|
MERCURİUS
|
Kerykeion, kanatlı pabuçlar
|
Haberci tanrı, yolcuların yardımcısıdır.
|
HEPHAİSTOS
|
VULCANUS
|
Çekiç ve örs
|
Demirci tanrı, her türlü madeni işler.
|
HESTİA
|
VESTA
|
Kutsal ateş
|
Ocağı ve aile erdemlerini simgeleyen tanrıça
|
ARES
|
MARS
|
Miğfer, mızrak
|
Savaş tanrısı
|
APHRODİTE
|
VENÜS
|
Güvercin
|
Güzellik ve aşk tanrıçası
|
DEMETER
|
CERES
|
Bereket boynuzu, buğday demeti, orak
|
Bereket tanrıçası
|
POSEİDON
|
NEPTÜNÜS
|
Üç çatallı asa (Trident)
|
Deniz tanrısı
|
HADES
|
AİDONEUS
|
Tarnkappe adı verilen, tanrıyı görünmez kılan başlık
|
Yer altı tanrısı
|
ASKLEPİOS
|
AESCULAPİUS
|
Yılan
|
Sağlık tanrısı
|
DİONYSOS
|
LİBER
|
Thyrsos, Kantharos
|
Tarım tanrısı, şarap tanrısı
|
Tablo 1 Bazı tanrıların adları, atribüleri, temsil
ettikleri doğal kuvvet ve fikirler. Tablo, ana tanrı ve tanrıçaları Yunan ve
Roma karşılıklarıyla vermektedir.
ROMA MİTOLOJİSİ
Romalılar gerçek anlamda bir mitoloji
yaratmamışlardır. Efsaneleri başka uluslardan özellikle de Yunanlılardan
alınmadır. Tanrısal güçlerden şöyle ya da böyle çekinirler, kehanete karşı çok
dikkatlidirler. Dinleri bir tür tanrısal sözleşmedir: Veriyorum ki sen de veresin!
Dinsel her eylem bir belirginlik içinde
yürütülmelidir. Örneğin, duanın ya da kurbanın yöneltildiği tanrının adı tam
tamına söylenmeli, gerekli formüller kesin bir sessizlik içinde kelimesi
kelimesine tekrar edilmelidir. Uğurlu ve uğursuz günler özenle saptanır, duruma
göre o günlerde kimi işlere izin verilir ya da verilmez. Uzmanlar, tanrısal
isteğin işareti olan kuşların davranışları
falı’nın uygun olup
olmadığını bildirirler. Vatan sevgisi yolunda bir kimse kendisini Ölüler Ülkesi
Tanrıları’na adayabilir, bu takdirde o kimse o savaş içinde yaşamını
yitirmelidir.
GELENEKSEL TANRILAR
İlk Romalılar, her nesnede, her canlıda tanrısal
bir güç görüyorlardı; bu belirsiz güçler doğa olaylarını ve insanların
eylemlerini yönlendiriyorlardı. Bunlar giderek açıklık kazandılar ve böylece
tek tek kaynaklar ve akarsular Pınar’da tanrılarını buldular. Aynı şekilde, buğdaydan
pas hastalığını uzak tuttuğuna inanılan Robigus da bir tanrıdır; Flora ve Pomana da çiçek ve meyve tanrıçalarıdır. İmparatorluk
büyüyüp, Roma şehirleştikçe sürülerin koruyucuları Pales ile Faunus,
korulukları bekleyen Silvanus ve tarlanın sınır taşı demek olan Terminus
da kutsanmıştır.
Bu tanrılar arasından güçlü kişiliğe sahip bir kaçı
sıyrılmaktadır: İanus, zamanda ve mekanda her başlangıcın ve her geçiş
yerinin tanrısıdır. Aile ocağının alevi Vesta tarafından simgelenmektedir. Saturnus
yıl sonu şölenlerini yönlendirir.
Savaş tanrısı Mars bir yandan da bitkilerin gelişmesini
sağlamaktadır. Eski yılı temsil eden yaşlı Mars’ın kovulması ritüeli Julius
Caesar öncesi ay takvimini kullanan Roma’da önemli olmuştur.
Roma fetihleri Akdeniz dünyasını birleştirdikçe
eski aile kültleri ve kamusal kültler yerlerini özellikle Eski Yunanistan’dan
alınma tanrı ve tanrıçalarla yeni kültlere bırakmıştır. Romalılar bu yeni tanrı
ve tanrıçalara Latince isimler koymuşlardır. (Tablo 1)
İMPARATORLUĞUN FARKLI İNANIŞLARI
Roma en geniş sınırlarına ulaştığında
imparatorluğun geniş coğrafyasını kültürel anlamda birleştirebilmek için ortak
inanç yaratmak gerekmiştir. İmparatorluk kültleri (İmparatorların tanrılara özdeş sayılması) geniş
kitlelerce benimsenmemiştir. Bu durumda Helenistik kültür ve gizemli Doğu
dinleriyle kurulan ilişkiler Romalının ufkunu genişletmiştir. Özellikle
eşitlikçi ve ölümden sonra doğuş vaat eden inanışlar, köleler, kadınlar ve
askerler tarafından gizli gruplar içinde üst tabakalar karşı çıksalar da devam
etmiştir. Mithra ve ya Kybele kültüne girenler bu grupta yer almaktadırlar.
Doğuda Yahudi topluluğu içinde beliren, tapınağı ve
heykeli olmayan garip bir din başlangıçta Romalılarca bir Yahudi mezhebi olarak
algılanmıştır. Ancak Hıristiyanlık hızla İmparatorluk
yoksulları içinde yaygınlaşınca bu din ile eski pagan dinler çatışmaya girmiş,
yöneticiler kimi zaman hoş görse de işkence dönemleri birbirini izlemiştir.
M.S. 324 yılında İmparator Konstantin resmen Hıristiyanlığa geçinceye kadar bu
din baskı görmüştür. Bu tarihten sonra ise paganizmin ortadan kalkmaya
başladığını ve eski mitolojiler Rönesans’ta tekrar anımsanana kadar
unutulduğunu söylemek doğru olacaktır.
KAYNAKÇA
Aşağıdaki kaynakçadan Yunan ve Roma mitolojilerine
ait tüm öyküleri ve daha geniş bir tanrı-tanrıçalar kuşağını öğrenebilirsiniz:
Antik Mitolojide Kim Kimdir?, Gerhard Fink, Kabalcı
Yayınevi, 1997
Antik Yunan’da Sanat ve Mitoloji, Thomas H.
Carpenter, Homer Kitabevi, 2002
Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü-Antik Dünya ve
Geleneksel Toplumlarda, Yves Bonnefoy,
Dost Kitabevi Yayınları, 2000
Efsaneler Dünyasında Anadolu (Anadolu Mitolojisi),
Derman Bayaldı, Say Yayınları, 1996
Eski Yunan’da Söylen ve Toplum, Jean-Pierre
Vernant, İmge Kitabevi Yayınları, 1996
Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can, İnkilap
Kitabevi, 1997
Mitologya, Edith Hamilton, Varlık Yayınları, 1996
Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat, Remzi Kitabevi, 1997
Mitoloji Sözlüğü-Yunan ve Roma, Pierre Grimal,
Sosyal Yayınlar, 1997
Tanrıların Masalları-Mitolojinin Öyküsü, Michael
Köhlmeier, Yurt Kitap-Yayın, 2001
Tanrıların Öyküsü-Mitoloji, Derman Bayaldı, Say
Yayınları, 1997
Yunan Mitolojisi, Pierre Grimal, Dost Kitabevi
Yayınları, 2005
Yunan Mitleri, Robert Graves, Say Yayınları, 2004
Yunan ve Roma Mitolojisi, Colette Estin-Helene
Laporte, Tübitak Yayınları, 2002
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder