18 Aralık 2014 Perşembe

Mitoloji Nedir?

YUNAN ve ROMA MİTOLOJİSİ
MİT (MYTH) NEDİR?
Mitler doğa güçlerini ve doğaüstü yaratıkları vurgulayan hayal ürünü öykülerdir. Mitin simgesel ve kutsal bir ağırlığı bulunmaktadır. Yüzyıllar boyunca bu öyküler birbirlerinden beslenerek zenginleşmişlerdir. Başlarda bu olağanüstü anlatılar kulaktan kulağa gizlice yayılıyorken zamanla bunlardan bazısı, özellikle de yazarlıkla uğraşanlar tarafından kayda alınmışlardır.
Günümüzde, elimizde kalmış hemen her öykünün, yere ve zamana, anlatıcının bağlı olduğu soya göre değişen farklı anlatımları bulunmaktadır. Bu çeşit bir çeşitlilik mitleri canlı ve çoğulcu yapmaktadır.
Mitler, evrenin ve insanın yaratılışı, doğa güçlerinin tanrıları türetmesi gibi insanın anlam arayışına kutsal denebilecek yanıtlar da vermektedirler. Tüm uygarlıklar şehirlerinin kökenlerine, ulusal kahramanlarına ilişkin başka mitler de üretmişlerdir.
İlk çağlarda, kültürlerin temelini mitler oluşturmuş ve o uygarlığın içinde yaşayan insanlar da bunları mutlaka öğrenmiştir. Bunların evrenin bilinmezliği ve cesameti karşısında iç huzuru sağlaması nedeniyle herkes mitlere inanmıştır.
Mitler, paganizmin (çok tanrıcılık) ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Mitlere Türkçe’de tam anlamını vermese de efsane de denildiği olmaktadır.
YUNAN MİTOLOJİSİ
YUNAN DİNİ
Yunan dininde ne Hıristiyan kiliseleri gibi hiyerarşik ve bütüncül bir teşkilat, ne sıkı sıkıya tanımlanmış ve insan hayatının tüm yönlerine nüfuz edebilen zorlayıcı bir inanç, ne de Kutsal Kitap ve ya bu kitaptan çıkan bir yasalar bütünü vardır. Din görevlileri aslında , ayinleri düzenlemek ve törenlerin Yunan geleneklerine uygun yapılmasını sağlamaktan öteye geçmeyen yüksek memurlardır.
Yunanlılar tanrılarının sayısını , oluşan düşünce değişikliklerine bağlı olarak pek çok kez artırmışlardır. Yunanlıların tanrı sayısındaki bu artış başka uygarlıklarla ve onların tanrılarıyla karşılaştıklarında çarpıcı bir hale gelmektedir. Yunan panteonu bu durumda sürekli genişlemiştir. Tarihsel olarak panteon Akha kabilelerinden gelmektedir. Bunlara Akhalar Yunanistan’ı işgal ettiklerinde bölgede yer alan yerel tanrılar katılmıştır. Ardından, tüm Mezopotamya, Mısır ve Anadolu tanrı ve tanrıçalarının farklı adlar altında da olsa temsil edildiklerini görürüz. Bu durum, Yunan kolonileşmesi döneminde gerçekleşmiştir. Tüm Yunan tanrı ve tanrıçalarının dünyaya yayılması ve farklı coğrafyalarda üstünlük kurması ise İskender’in fetihçiliği ile mümkün olabilmiştir.
Yunan dininde ayinler, bayramlar zamana ve yöreye göre değişir, ama başlıca tanrılar, mitler, tapınak ve kurbanlar hepsinde ortaktır.
Tanrılar her yerde hazırdırlar, her şeyi bilirler, gerçek dünyada kendilerini simgelerle belli ederler ve pek çok işlevleri vardır. Çok güçlüdürler, doğa olaylarından sorumludurlar, insanların eylemlerine yön verirler ya da karışırlar. Tanrılar yalnızca kişilerin tek tek yaşamlarına karışmaz, aynı zamanda sitenin (şehir-devlet) yaşamına karışır. Onlarla ayin ve dua ile ilişki kurulur, cevapları da rüya ve kehanetlerle alınır.
Tüm güç ve cesametlerine karşın doğrudan doğruya Tanrı ve Tanrıçalar da belirsiz ve kaygılandırıcı Kader’e boyun eğerler. Tanrı ve Tanrıçalar tıpkı insanlar gibidirler. Bu görünüşleri ve giyim-kuşam ve yaşam tarzlarıyla olduğu kadar aşkları, sevgileri, öfkeleri ve düşmanlıkları gibi kişilik özellikleriyle de böyledir. Yunan tanrı ve tanrıçaları ile ilgili mitler öylesine boldur ki bu durum diğer ilk çağ mitolojilerinden farklı olarak onlara büyük bir canlılık, enerji ve hareket katmıştır.
Yunanlılar özellikle kendi sitelerini ve oturdukları yeri koruyan tanrıya bağlıdırlar. Aynı tanrı hesabına her biri şu ya da bu biçimde bir betimleme ve ye işlevi kutsamaktadır.
Yunan felsefesinin gelişmesi ve ilkel de olsa bilimin ilerlemesi ile aydın ve filozof kişiler giderek tanrıların varlığından kuşkulanır olmuşlardır. Kimileri mitolojik anlatımları uydurma ve usdışı sayarak alaya almıştır. Büyücülüğe önem atfedilmektedir; büyüden, bedduadan ve hortlaktan korkulur.
YUNAN MİTOLOJİSİ
Metinlerinden ve figürlü anıtlarından, Yunan dilinin konuşulduğu topraklarda, M.Ö. 9. ya da 8. yüz yılda, yani Homerik şiirlerin bize anlattığı dönemle “paganizmin” sonu, yani İsa’dan 3 ya da 4 yüz yıl sonrası arasında var olduğunu bildiğimiz olağanüstü anlatılara ve her türlü efsane bütününe Yunan mitolojisi denmektedir.  
Yunanistan’da mitler, epik-dinsel şiirlerden tutun, lirik kahramanlık öykülerine, olağanüstü niteliklerin yitirildiği tarihsel anlatılara kadar her türe aittir. Bazen tarihle renklenir ve şehirler ya da aileler için asalet unvanı olurlar. Bazen salt destandırlar. Bazen, salt dinin inanışlarını ve ayinlerini güçlendirmeye ya da açıklamaya yararlar.
Yunanistan’da mit, aynen düşlemin akılla, anlatan sözün gösterenle karşıtlık oluşturması gibi logosla karşıtlık oluşturmaktadır. Logos ve mitos dilin iki yarısı, zihinsel hayatın eşit derecede temel iki işlevidir. Logos usa uygun anlamlı söz, mitos (mit) ise hayali öyküdür. Mit, böylelikle, insan düşüncesindeki bütün akıldışı kısmı kendi etrafında toplar: doğası gereği bütün yaratılarında sanatla akrabadır. Belki de Yunan mitinin en kavrayıcı özelliği buradadır: onun, zihnin bütün faaliyetleriyle bütünleşmiş olduğunu tespit ederiz. Edebiyatta olduğu gibi, plastik sanatlarda da, Hellenizm’den medet ummayan tek bir alanı yoktur. Bir Yunanlı için mit sınır tanımaz. Her yere nüfuz eder. Hava ya da güneş, onun hayatı için ne kadar gerekliyse, mit de düşünceleri için o kadar gereklidir.
Yunan dilinin bu gün bilinen ilk destanları Homeros’un İlyada ve Odysseia’sı, geniş anlamıyla birer “mit”tir. İnsan ile insanüstünün sürekli karışımı, onların temel niteliğidir.
Yunan destanının özü, insanlar arasındaki çekişmeleri yüceltmek ve mit aracılığıyla bunların evrenin boyutları oranında genişletilmesidir.
MİTLER BİZE NASIL ULAŞMIŞTIR?
İlk zamanlarda mitleri gezgin ve şarkıcı ozanlar (aedler) dillendirmiştir. Bunların en önemli derleyicisi Homeros, kör bir ozan olarak İlyada ve Odysseia’yı yaratmıştır. Ardından Hesiodos ve Pindaros gibi sanatçı-lirik ozanlar gelmektedir. Mitler, tiyatro eserlerinde oynanmıştır. Filozoflar yerseler de yanında da görünseler mitlere ulaşmamız için önemli bir başka kaynak olmaktadır. Herodotos ve Thukydides gibi tarihçiler ile İskenderiye ve Roma yazarları da bir başka kaynağı oluştururlar.

MİTLERİN İÇERİKLERİ

Mitler Büyük Teogonik Mitler (Yaratılışa ilişkin olanlar), Olymposlular (Panteon) ve büyük Tanrıların Öyküsü, Büyük Kahramanlık Öyküleri, Efsaneleşmiş Kişilerin Yaşam Öyküleri olarak ayrımlaşmaktadırlar. Mitlerin içeriklerine ve Tanrıların öykülerine Kaynakçada belirtilen kitaplardan ulaşabilirsiniz.

 

TANRI ve TANRIÇALAR


YUNANCA ADI
LATİNCE ADI
ATRİBÜLERİ
TEMSİL ETTİKLERİ DOĞAL KUVVET ve FİKİRLER
ZEUS
JUPİTER
Kartal, asa, şimşek
Gök Tanrısı
HERA
JUNO
Tavus kuşu, zambak, nar
Evliliği simgeleyen tanrıça
ATHENA
MİNERVA
Zeytin dalı, kalkan, baykuş
Koruyucu tanrıça, savaş ve şehir tanrıçası
APOLLON
PHOLBUS
Ok ve gümüş yay, lyra
Işık Tanrısı; şiir, müzik, dansı ve aydın, durgun, ölçülü gücü simgeler.
ARTEMİS
DİANA
Ok ve yay, geyik, hilal
Avcı tanrıça, ana tanrıça, toprak ve bereketi simgeler.
HERMES
MERCURİUS
Kerykeion, kanatlı pabuçlar
Haberci tanrı, yolcuların yardımcısıdır.
HEPHAİSTOS
VULCANUS
Çekiç ve örs
Demirci tanrı, her türlü madeni işler.
HESTİA
VESTA
Kutsal ateş
Ocağı ve aile erdemlerini simgeleyen tanrıça
ARES
MARS
Miğfer, mızrak
Savaş tanrısı
APHRODİTE
VENÜS
Güvercin
Güzellik ve aşk tanrıçası
DEMETER
CERES
Bereket boynuzu, buğday demeti, orak
Bereket tanrıçası
POSEİDON
NEPTÜNÜS
Üç çatallı asa (Trident)
Deniz tanrısı
HADES
AİDONEUS
Tarnkappe adı verilen, tanrıyı görünmez kılan başlık
Yer altı tanrısı
ASKLEPİOS
AESCULAPİUS
Yılan
Sağlık tanrısı
DİONYSOS
LİBER
Thyrsos, Kantharos
Tarım tanrısı, şarap tanrısı
Tablo 1 Bazı tanrıların adları, atribüleri, temsil ettikleri doğal kuvvet ve fikirler. Tablo, ana tanrı ve tanrıçaları Yunan ve Roma karşılıklarıyla vermektedir.

 

 

ROMA MİTOLOJİSİ

Romalılar gerçek anlamda bir mitoloji yaratmamışlardır. Efsaneleri başka uluslardan özellikle de Yunanlılardan alınmadır. Tanrısal güçlerden şöyle ya da böyle çekinirler, kehanete karşı çok dikkatlidirler. Dinleri bir tür tanrısal sözleşmedir: Veriyorum ki sen de veresin!
Dinsel her eylem bir belirginlik içinde yürütülmelidir. Örneğin, duanın ya da kurbanın yöneltildiği tanrının adı tam tamına söylenmeli, gerekli formüller kesin bir sessizlik içinde kelimesi kelimesine tekrar edilmelidir. Uğurlu ve uğursuz günler özenle saptanır, duruma göre o günlerde kimi işlere izin verilir ya da verilmez. Uzmanlar, tanrısal isteğin işareti olan kuşların davranışları falı’nın uygun olup olmadığını bildirirler. Vatan sevgisi yolunda bir kimse kendisini Ölüler Ülkesi Tanrıları’na adayabilir, bu takdirde o kimse o savaş içinde yaşamını yitirmelidir.

GELENEKSEL TANRILAR

İlk Romalılar, her nesnede, her canlıda tanrısal bir güç görüyorlardı; bu belirsiz güçler doğa olaylarını ve insanların eylemlerini yönlendiriyorlardı. Bunlar giderek açıklık kazandılar ve böylece tek tek kaynaklar ve akarsular Pınar’da tanrılarını buldular. Aynı şekilde, buğdaydan pas hastalığını uzak tuttuğuna inanılan Robigus da bir tanrıdır; Flora ve Pomana da çiçek ve meyve tanrıçalarıdır. İmparatorluk büyüyüp, Roma şehirleştikçe sürülerin koruyucuları Pales ile Faunus, korulukları bekleyen Silvanus ve tarlanın sınır taşı demek olan Terminus da kutsanmıştır.
Bu tanrılar arasından güçlü kişiliğe sahip bir kaçı sıyrılmaktadır: İanus, zamanda ve mekanda her başlangıcın ve her geçiş yerinin tanrısıdır. Aile ocağının alevi Vesta tarafından simgelenmektedir. Saturnus yıl sonu şölenlerini yönlendirir.
Savaş tanrısı Mars bir yandan da bitkilerin gelişmesini sağlamaktadır. Eski yılı temsil eden yaşlı Mars’ın kovulması ritüeli Julius Caesar öncesi ay takvimini kullanan Roma’da önemli olmuştur.
Roma fetihleri Akdeniz dünyasını birleştirdikçe eski aile kültleri ve kamusal kültler yerlerini özellikle Eski Yunanistan’dan alınma tanrı ve tanrıçalarla yeni kültlere bırakmıştır. Romalılar bu yeni tanrı ve tanrıçalara Latince isimler koymuşlardır. (Tablo 1)

İMPARATORLUĞUN FARKLI İNANIŞLARI

Roma en geniş sınırlarına ulaştığında imparatorluğun geniş coğrafyasını kültürel anlamda birleştirebilmek için ortak inanç yaratmak gerekmiştir. İmparatorluk kültleri (İmparatorların tanrılara özdeş sayılması) geniş kitlelerce benimsenmemiştir. Bu durumda Helenistik kültür ve gizemli Doğu dinleriyle kurulan ilişkiler Romalının ufkunu genişletmiştir. Özellikle eşitlikçi ve ölümden sonra doğuş vaat eden inanışlar, köleler, kadınlar ve askerler tarafından gizli gruplar içinde üst tabakalar karşı çıksalar da devam etmiştir. Mithra ve ya Kybele kültüne girenler bu grupta yer almaktadırlar.
Doğuda Yahudi topluluğu içinde beliren, tapınağı ve heykeli olmayan garip bir din başlangıçta Romalılarca bir Yahudi mezhebi olarak algılanmıştır. Ancak Hıristiyanlık hızla İmparatorluk yoksulları içinde yaygınlaşınca bu din ile eski pagan dinler çatışmaya girmiş, yöneticiler kimi zaman hoş görse de işkence dönemleri birbirini izlemiştir. M.S. 324 yılında İmparator Konstantin resmen Hıristiyanlığa geçinceye kadar bu din baskı görmüştür. Bu tarihten sonra ise paganizmin ortadan kalkmaya başladığını ve eski mitolojiler Rönesans’ta tekrar anımsanana kadar unutulduğunu söylemek doğru olacaktır.

KAYNAKÇA

Aşağıdaki kaynakçadan Yunan ve Roma mitolojilerine ait tüm öyküleri ve daha geniş bir tanrı-tanrıçalar kuşağını öğrenebilirsiniz:
Antik Mitolojide Kim Kimdir?, Gerhard Fink, Kabalcı Yayınevi, 1997
Antik Yunan’da Sanat ve Mitoloji, Thomas H. Carpenter, Homer Kitabevi, 2002
Dinler ve Mitolojiler Sözlüğü-Antik Dünya ve Geleneksel Toplumlarda, Yves   Bonnefoy, Dost Kitabevi Yayınları, 2000
Efsaneler Dünyasında Anadolu (Anadolu Mitolojisi), Derman Bayaldı, Say Yayınları, 1996
Eski Yunan’da Söylen ve Toplum, Jean-Pierre Vernant, İmge Kitabevi Yayınları, 1996
Klasik Yunan Mitolojisi, Şefik Can, İnkilap Kitabevi, 1997
Mitologya, Edith Hamilton, Varlık Yayınları, 1996
Mitoloji Sözlüğü, Azra Erhat, Remzi Kitabevi, 1997
Mitoloji Sözlüğü-Yunan ve Roma, Pierre Grimal, Sosyal Yayınlar, 1997
Tanrıların Masalları-Mitolojinin Öyküsü, Michael Köhlmeier, Yurt Kitap-Yayın, 2001
Tanrıların Öyküsü-Mitoloji, Derman Bayaldı, Say Yayınları, 1997
Yunan Mitolojisi, Pierre Grimal, Dost Kitabevi Yayınları, 2005
Yunan Mitleri, Robert Graves, Say Yayınları, 2004
Yunan ve Roma Mitolojisi, Colette Estin-Helene Laporte, Tübitak Yayınları, 2002









Hiç yorum yok:

Yorum Gönder